|
|
SİVAS
Yiğidin kaleminin dumanla örtüldüğü, güneşin bağrında ateşin yandığı;
topraklarında, sokaklarında solmuş bir baharın utancı yatan kanlı şehir.
Edebi
bir ateşin yakıldığı, güneşle semanın bu ateşten beslendiği;yüreklerde, inancımızda,
devrimlerimizde de hiç sönmeyecek olan bir ateşbar şehirsin sen siva. Atılan her adımda, nefes aldığın
her soluğunda mavinin dumanlı havasını solacaksın. O ateşi hissedeceksin bütün bedeninde. Gözlerin
her daim o ateşin ayıbını resmedecek.
Bizler yaktığınız o ateşin ışığıyla
şahrana koşarken, sizler kendi ateşinizin içinde büyük bir zulmetin odağında, ahiz bir pranganın
tutsaklığıyla, zifiri karanlığın içinde edebi bir sonsuzlukta tutsak kalmaya mahkumsunuz. Bu
mahkumiyet yüz yıların eskitemeyeceği yüreklerde her daim bu utancın tutsağında yaşatılacağı
bir mahkumiyettir.
Yine bizler özgürlüğü, inancımızı yaşamımızın her alanında
büyük bir gururla yaşarken, sizler özgürlüğü insan sevgisi kadar uzakta inancınızı Allah sevgisi
kadar yoksun yaşayacaksınız… Biliyoruz ki zerre Allah sevgisiyle sarılı birinin bir başka
canı ateşe atmaya yüreği elveremez… Onun içindir ki sizler Allah’tan uzak, insanlıktan yoksun
kalmış zavallı bir bedenin zavallı düşüncelerisiniz.
Yine unutmayınız ki bizler
Maraş’ın , Çorum’un, Sivas’ın ateşiyle küllerimizden yeniden ve daha güçlü bir şekilde
doğup sizin gibi aydınlık düşmanı, ırkçı insanların önüne her şeye inat bir şekilde,
ateşimizi yakıp aydınlığımızla tüm hümanistlerin, kürdü ile türkün kardeşliğine
inanmış; alevisiyle sünnisini dost bilmiş insanları inancımızın ve felsefemizin yoldaşlarını,
doğruluğun yoluna yani şahrana götürmeye kararlıyız. Bu ne sizin ne de sizden sonraki madımakların,
katliamların söndürebileceği bir güç değildir. Sizler ancak bizim bu yoldaki devasa ateşimiz körüklemekten
başka bir şey yapamazsınız.
Sivas ateşi hiçbir zaman sönmedi ve insan oğlunun nefes
aldığı sürece de sönmeyecektir …
BARIŞ DİLEKÇİ
|
|
|
|
|
|